29 Kasım 2017 Çarşamba

Bana, insanların beni unuttukları gibi benim de onları unutmam gerektiğini öğretmelisin.

Hiçbir zaman unutamayacağım geceler yaşattın bana. Her şeyin elimden alındğı gün nefret besledim, yetmedi isyan ettim. Seni suçladım, herkesi suçladım, kendimi suçladım da gene de geçmedi o lanet olası gece aklımdan. Yastığımı ıslattım, çarşafımı söktüm, olmadı. Ama sen bana acıların ebedi olduğunu, mutluluların bir gün bile sürmediğini, bundan tam bir yıl önce yaşadığım tramvayı atlatmam gerektiğini neden öğretmedin?
 Bir türlü öğretmedin bana. Ben tam da şuanda geçen yılın acılarını taşıyorum hala. Unutmadım, unutamadım. İnsanın içinde ükte kalan hayalleri unutabilmesi mümkün müydü? Hayallerinin, umutlarını, emeklerinin bir gece de harcanabilmesi mümkün müydü ? İşlemediği bir suç yüzünde insan cezalandırılabilir miydi? Söyle bana.  Haykır biraz, konuş benimle. İnan başka konuşacağm insan kalmadı senden başka. Hepsi birer birer kanımı emdiler de doymadılar hala. Bir şeyler söyle. Biraz olsun yanan ateşime su serp benim.  Bıktm dört duvarla konuşmaktan. Yatak odama çekilip sessiz sessiz hıçkırarak ağlamaktan ben bıktım da kimse duymadı beni. Duysunlar, gelsinler yanıma diye her gece sesimi yükselttim de nafile. Kendi göz yaşımda yıkandım ben. Gene ben kendimi iyileştirdim, gene ben biraz olsun gülmeyi hatırlayabildim. Nolur bak bana. Göz kırp, ses çıkar da ben göremesem bile seni duyayım, orada bir yerler de olduğunu hissedeyim. Ne oldu. Sende yoksun dimi. Biliyordum. Kimse yoktu zaten. Benim umutlarım, inançlarım çalınırkende kimse tek ses edemedi.  Ben gözlerinin önlerinde her gün ölürken kimse görmedi. Nasılsın iyi misin diye soran kimse olmadı. Unutmadım bana yapılan hiçbir şeyi,  sadece sineye çektim.  Biraz olsun toparladım kendi kendimi. Tuttum elimden, sarıldım. Tam kalktm derken belki gene ağladım ama kalktm. Daha doğrusu kalkmış gibi yaptım da zaten onlar için değişen bir şey olmadı.
Tam olarak nasıl yeneceğimi bilmiyorum. Belki de hiçbir zaman yenemeyeceğim bir acıyı her anımda yanımda taşıyacağım. Benimle birlikte daha da büyüyecek, yaşlanacak ve sonunda beni içine alacak. Benim isteyip, didindiğim, çabaladığım ve neredeyse sonuna geldiğim emeklerimin elimden alınışını izledim ben. Tırnaklarımla kazıdığım geleceğimin bir gece de harcandığını gördüm. Uzun yıllar önce temelini attığım hayalimin bir gece de yıkılışını izledim. Her şeyle tek başına mücadele etmek zorunda kaldım. Hala ediyorum. Dışarıya çıktığım da artık en azından gülme maskemi takabiliyorum yüzüme. Ama bana öğretmen gereken  bir şey var. Bana, insanların beni unuttukları gibi benim de onları unutmam gerektiğini öğretmelisin.

En uzun, en çaresiz geceni düşün. Sabah olmadı mı?

   'En uzun, en çaresiz geceni düşün. Sabah olmadı mı? ' diyor Reşat Nuri Gültekin. Düşün, gece boyunca ağlıyorsun, artık gözyaşları...