1 Ocak 2018 Pazartesi

Ernest Hemingway - Yaşlı Adam ve Deniz

Ernest Hemingway - Yaşlı Adam ve Deniz
  
Hani bazen bir şeyleri çok isteriz. İlla olacak diye inat ederiz ya - başkalarına kendimizi kanıtlamak, göstermek vs. - işte Ernest Hemingway bu kitabında tam da bunu anlatıyor bize. 

Santiago, 84 gündür sandalıyla açık denizin sularına açılmış ve bir tane bile balık tutamadan evine dönmüş yaşlı bir balıkçıdır. Santiago'nun yanında onu çok seven, ondan öğrenecek çok şeyi olduğunu düşünen Manolin de vardır. Bu ikili aralarında yaş farklı olmasına rağmen biz gençlerin kuramadığı dostluğu kurmuşlardır. Santigo, uzun süredir balık tutamadığı için Manolin'in ailesi oğullarını balık tutan başka bir balıkçı teknesinin yanına vermişlerdir .Yine de küçük Manolin yaşlı adamı her gün ziyaret etmekten, ona kahve ve yiyecek götürmekten vazgeçmez.


Yaşlı Adam, 85.günün de artık kısmetinin açılacağını düşünerek Gulf Stream’in soğuk sularına sandalıyla birlikte açılmıştır. Kıyıdan epey bir uzak, denizin en koyu olduğu yere iplerini sulara bırakır ve başlar beklemeye. Bir süre sonra iplerinden birine bir balık takıldığını anlar ve başlar çekmeye. Ama oda ne ! Balık o kadar büyüktür ki Yaşlı Adam bir türlü ipi çekemez. Balıkla bir süre inatlaşmaya başlarla ve balık sandalı günlerce sürüklemeye başlar. Yaşlı Adam da ipi bırakmaz. Anlar çünkü 85 gün sonra kısmetinin açıldığı (acaba?). Kendini kanıtlamanın yoludur bu onun için. Bu koskoca balığı alıp evine götürecek ve tekrar herkesin güvenini kazanacaktır. Ama balıkla birlikte günleri oldukça yorgun geçer. Susar, karnı acıkır, uyumak ister. Balık bunlara mani olur. Bir süre sonra balığı vurur ve sandalına yükler. Balık olarak büyüktür ki sandala tam olarak sığmaz bu yüzden başı sefer köpek balıklarıyla derde girer. Köpek balıklarından biri balığın kuyruğunu koparır, diğeri başka bir yerini derken, Yaşlı Adam eve vardığında balıktan geriye neredeyse sadece kafası kalmıştır. Görenler şaşkınlık içerisindedir.


Ernest Hemingway bu romanında esasen bize: umudu, her şeye rağmen pes etmemeyi, inancı öğretmiştir. 600-700 kiloluk bir balıkla yaşlı bir balıkçı nasıl mücadele eder değil mi ? Sadece fiziksel bir güçle yenmedi onu. Pes etmedi, yitirmedi bizim gibi hemen umudunu. Kitabı okurken köpek balıklarının saldırısından birinde öleceğini tahmin etmiştim ama öyle olmadı. Biz hemen kötüsünü düşünüyoruz ama Ernest Hemingway asla öyle düşünmedi. Kitabın en sevdiğim sözlerinden birini buraya ekleyerek kitabı kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum. Herkese iyi günler :)



➤“İnsan, yenilmek için yaratılmadı. Ademoğlu mahvolur ama yenilmez.”


➤"Ama her şeye karşın şu küçücük değnek kalana kadar savaştan kaçmak yok"


Bilgi Yayınları, 17.baskı 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En uzun, en çaresiz geceni düşün. Sabah olmadı mı?

   'En uzun, en çaresiz geceni düşün. Sabah olmadı mı? ' diyor Reşat Nuri Gültekin. Düşün, gece boyunca ağlıyorsun, artık gözyaşları...